7 Mayıs 2016 Cumartesi

ANALI KUZU, KINALI KUZU



Ne yazar, ne söylerse insan içindeki anne özlemini anlatabilir tam anlamıyla bilemiyorum. "Analı kuzu, kınalı kuzudur." bunu biliyorum. 

Birgün;

yaşamın doğası gereği Annenden ayrılacaksın, bir kez daha görmemek üzere... O'nsuz devam etmek zorunda kalacaksın hayatının geri kalanına. - Aksini yaşamak bu dünyadaki acıların en büyüğü. Evladını kaybetmiş tüm annelere sabır ve dayanma gücü diliyorum Yaradan'dan ve saygıyla ellerinden öpüyorum.-

Annen yanındaysa her şey daha kolaydır. Dik durabilirsin hayatın güçlüklerine karşı. Nerede tökezlesen, ne zaman umudunu yitirsen, çaresiz kalıp üzülsen bir şekilde imdadına yetişip seni o durumdan kurtaracak, en azından bunun için ne mümkünse yapacaktır çünkü Annen. Karşılıksız, beklentisiz üstelik. Tüm gücüyle... Yeri geldiğinde hayatı pahasına siper edecektir bedenini sana gelecek kötülüklere karşı. Bilirsin...

Kayıtsız şartsız sever seni. Tüm kaprislerine, şımarıklıkarına rağmen. İncitsen, üzsen, ya da her kime kızıp sinirlendiysen, stres topu gibi tüm hırsını O'ndan çıkarsan da, sevgisi azalmayacaktır.  En kırıldığı, hırpalandığı anlarda bile gözyaşlarını yumruk gibi dizip boğazına, içinden dua edecektir senin için. Her şeyin gönlünce olması, tırnağına taş değmemesi için. Bunu da bilirsin...

Ne yazık ki Annen de bir gün, o dönüşü olmayan yolculuğa çıkmak zorunda kalacak bütün canlılar gibi. Tabii ki bilirsin aslında, bilirsin ama O'nun seni bırakıp gideceğini, seni Annesiz bırakacağını aklına getirmek istemezsin. Bilinç altında hep bu korkuyu duysan da, düşüncesine bile dayanamazsın bu kaçınılmaz sonun. Zaman zaman rüyasını gördüğün, uyandığında kalbini yerinden söküyorlarmış gibi hisettiğin bu acıyı yaşamayı beynin reddeder... Annen son nefesini verirken bile.

O'nu kaybettiğinde şu koca dünyada hiç kimsesiz gibi oluverirsin. Her ne yaşarsan yaşa, artık yalnız başına, savunmasız, çırılçıplak gibisindir. Koruyucu meleğin yoktur artık.

Zamanla alışırsın; başkalaşarak, olgunlaşarak, büyüyerek... On yaşında da olsan, kırkında da; saçını okşayan, göz yaşlarını silen bir Annen yoksa, büyürsün.

Her şeyde ve her yerde O'ndan izler arasın. Akşam rüzgarının perdeni aralayıp içeri kadar taşıdığı nergis kokusunda Annenin kokusu vardır. Kırlarda açmış narin gelinciğin bükük boynu sızlatır içini, kim bilir hangi anıyı hatırlatıp. Karşıdan gelen teyze tıpatıp O'dur, hiç benzemediği halde. Yemek kokuları taşan mutfaktan sesi gelecektir şimdi neredeyse, "Yemek hazır hadi gelin!!!" diye. Kokusu sindi üstüne diye yıkayamazsın yıllarca yastık kılıfını...

Henüz Annesi yanındayken her dakikasını değerlendirmeli insan bu ayrıcalığının... Sonra binlerce pişmanlıklar yaşamamak için. O'nu ne kadar sevdiğini her fırsatta söylemeli. Sarılıp boynuna, çekmeli o cennet kokusunu içine. Konuşmak için zaman ayırmalı...Varsın işler geciksin biraz. Arkadaşlar beklesin.

Bir gün; O'ndan bir iz, bir koku taşıyorlar mı diye, bir toprak yığınının üstünde açmış çiçekleri, hatta kuru otları okşayıp, sevmek... Ahh!

Keyfini çıkarmalı anneyle olmanın her anının...


nurten y tartaç


5 yorum:

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı dedi ki...

Tüm uğurladıklarımız nurlar için de olsunlar.

aaa dedi ki...

Anneler gününüz kutlu olsun. Anneciğiniz de nur içinde yatsın
Çenebaz

Cafe Tigris dedi ki...

Çok duygulu bir yazı . Bütün annlerimizin günü kutlu olsun

Makbule Abalı dedi ki...

Yazının her satırına yürekten katılıyorum. Bazı acılar katlanarak büyüyor. Ama anıları yaşatmak, onların sevdiklerine, değer verdiklerine sahip çıkmak en güzeli. Sanırım onlar da böyle isterlerdi.
Anneni rahmetle anıyorum. Sağlıklı, güzel günler diliyorum.
Sevgiler.

Çınar dedi ki...

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı,

aaa ,

Cafe Tigris ,

Makbule Abalı ,

Bloguma zaman ayıramıyorum. Yorumlarınıza cevap veremesem de her biriniz ve her bir arkadaşımın yorumu çok kıymetli ve değeri başka şeyle ölçülemez bunu bilin lütfen.

Çok teşekkürler

Sevgiler